ERKEKTE KISIRLIK TEDAVİSİNDE CERRAHİ SPERM ARAMA TESA, TESE
Erkek kısırlığında mikroenjeksiyonun keşfinden sonra en önemli gelişme menisinde hiç sperm bulunmayan erkeklerde uygulanan cerrahi girişimdir. Bu yöntem sayesinde umutsuz vaka olarak görülen pek çok erkek çocuk sahibi olabildi.
Üremeye yardımcı tedaviler arasında tüp bebekten sonraki en önemli gelişme mikroenjeksiyondur. İlk mikroenjeksiyonun ve bu işlemin ardından doğan bebeğin dünyaya gelmesinden birkaç yıl sonra devrim yaratan cerrahi sperm arama işlemi kullanılmaya başlandı. Menisinde hiç sperm olmayan bir erkeğin testislerinden ameliyatla sperm bulunması, bu spermle mikroenjeksiyon sonrası gebelik elde edilmesi tüm dünyada çocuk sahibi olması olanaksız binlerce erkek için umut oldu. Birkaç yıl sonra ülkemizde de uygulanmaya başlanan cerrahi sperm arama ameliyatları yıllarıdır pek çok çiftin kendi çocuklarına sahip olmalarının yolunu açtı.
Azospermi nedir?
Bir erkeğin menisinde hiç sperm olmaması durumudur,değişik nedenlere bağlı olabilir. Bunların bir kısmı sperm kanallarının tıkanıklığına bağlı olup, böyle bir durumda testislerde sperm üretimi olmaz..Bazı vakalarda arolan spermler kanallardaki tıkanıklık nedeniyle meniyle dışarıya atılamaz. Bu duruma tıkanıklığa bağlı sperm olmaması (obstrüktif azospermi) denilir. Tıkanıklığa bağlı azospermi olgularında ince bir iğneyle tıkalı olan kanallara ya da testis dokusu içine girilerek küçük parçalar alınır. Bu parçalar içinde sperm bulma oranı %100'e yakın.
Tıkanıklığa bağlı olmayan durumlardaysa (non-obstrüktif azospermi) testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olur. Non obstrüktif azosperminin altında yatan neden genetik olabileceği gibi ergenlik döneminde geçirilmiş enfeksiyonlar da rol oynayabilir. Böyle bir durumda testis biyopsisi tedavide yol göstermesi açısından oldukça yararlıdır.
Cerrahi girişimde başarı oranı nedir ve nasıl yapılır ?
Testis dokusu içinde binlerce küçük tüp benzeri yapı vardır. Bu yapılarda sperm üretimi değişik aşamalarda devam eder. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilir. İşte cerrahi sperm arama yöntemlerinin altında yatan mantık budur. Testisin değişik bölgelerinden alınan çok sayıda parça incelendiğinde sperm hücresi bulunabilir. TESE adı verilen bu yöntemde sperm bulma olasılığı altta yatan neden bağlı olarak %25 - 60 arasında değişir. En yüksek başarı sperm üretiminin çok azaldığı hipospermatogenez olgularında yakalanırken, genetik bozukluğa bağlı durumlarda şans en az olur.
Bir azospermi olgusunda daha önceki denemelerde sperm bulunmuş olması daha sonraki denemelerde de her zaman sperm bulunacağını garanti etmez. Ama çoğu zaman başarı sağlanır. Benzer şekilde daha önce ameliyatla sperm bulunamamış kişilerde de biyopsi sonucuna göre yeni bir denemede sperm bulma olasılığı mevcut.
Bir kez sperm bulunduğunda bunun testisten ya da meniden bulunmuş olması mikroenjeksiyonun başarı oranları üzerinde önemli bir etki yaratmaz. Bir başka deyişle spermin meniden, kanallardan ya da direkt olarak testis içinden alınması gebelik oranlarını ve sonuçlarını değiştirmez.
Sperm iğneyle kanallardan alındığında bu işlem perkutan epididimal sperm aspirasyonu (PESA) olarak adlandırılır. İğneyle testsin içinden alınması perkütan testiküler sperm aspirasyonudur (PTSA). Direkt ameliyatla testisten alınmasına testiküler sperm ekstraksiyonu (TESE) denir. PESA ve PTSA lolak anestezi eşliğinde yapılabilirken TESE çoğu zaman genel anestezi altında yapılır.
İşlem yaklaşık 15 - 45 dakika kadar sürer ve kişi ertesi gün büyük ölçüde normal hayatına dönebilir.
Ameliyatla sperm bulunamamsı durumunda izlenecek yol biyopsi sonucuna göre değişir. Eğer yeni bir denemede de sperm bulma şansı yoksa bu durumda sperm bankalarına başvurmak şu an için geçerli tek yöntem. Ancak bu uygulama ülkemizde yasal olmadığından çiftlerin yurtdışındaki merkezlere başvurmaları gerekir. Öte yandan hastaların önemli bir kısmında yeniden deneme için umut verici sonuçlar elde etmek mümkün. Böyle bir durumda birkaç ay sonra yeni bir deneme yapılabilir.